X
Fotogaleri
Güncel
Magazin
Spor
Yaşam
Otomobil
Teknoloji
Edebiyatın Dev Çınarını Kaybettik
15 Ekim 2008 Çarşamba
1
Türk edebiyatının büyük ustası Fazıl Hüsnü Dağlarca 94 yaşında hayata veda etti.
2
Bütün yaşamını şiire adayan, kendisini anlatmak için başka hiçbir edebiyat türünü düşünmeyen Fazıl Hüsnü Dağlarca, diğer edebiyatçıların farklı türlerde yapmayı seçtikleri çalışmaları hep şiirde denedi. Düş gücüyle kendine özgü alegoriler, semboller yaratan, tasarılar ortaya atan ozanın ayağı hep yurdunun, insanlığın yaşadığı ortamın toprağında oldu.
3
Tam doğum tarihi 26 Ağustos 1914 olan ozanın gerçek adı Mehmet Fazıl Dağlarca'dır. Süvari Yarbayı Hasan Hüsnü Bey'in oğlu olan Dağlarca ilk ve orta öğrenimini Anadolu'nun çeşitli yerlerinde tamamladı. Kuleli Askeri Lisesini (1933) ve Harp Okulunu (1935) bitirdi. II. Dünya Savaşı yıllarında bölük komutanı olarak Trakya'da görev yaptı.
4
1950'de, 15 yıllık askeri görevden sonra emekli olarak Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü'nde ve Çalışma Bakanlığı'nda çalıştı. Emekliye ayrıldıktan sonra İstanbul'da “Kitap Kitabevi”ni kurdu. 1960-64 arasında, 43 sayı devam edecek Türkçe adında bir dergi çıkardı. 1970'te, kurduğu yayınevini kapattı.
5
Dağlarca'nın edebiyata olan ilgisi çok genç yaşlarda başladı; henüz 13 yaşındayken Yeni Adana gazetesinin öğrenciler arasında açtığı öykü yarışmasında birinci oldu. İlk şiiri olan “Yavaşlayan Ölüm”, 1933'te İstanbul dergisinde çıktı. Edebiyat dünyasında adını duyurması 1934'te, Harp Okulu öğrencisiyken Varlık'ta yayımladığı şiirlerle oldu. Şiirlerini Yücel, İnkılâpçı Gençlik, Türk Dili, Yeditepe, Çağrı, Ataç, Yön gibi dergilerde yayımladı.
6
1960'lardan sonraki şiirlerinde ülkede yaşanan toplumsal değişime paralel olarak Dağlarca iç ve dış sorunlara daha duyarlı, ulusal çıkarlara sahip çıkma bilincinin geliştirildiği, sömürüye ve ezilen halkların mücadelesine yakınlık duyan ve emperyalist baskıya karşı çıkan şiirler kaleme aldı. Dayak (1965), Pulsuz Dilekçe (1965), adlı şiirlerinde sömürüye karşı savaş çağrısında bulunurken, Dev Yürümeden Önce adlı alegorik şiirinde emperyalist baskıya karşı çıktı.
7
Dağlarca'nın en özel yanlarından biri Cumhuriyet'i izleyen yıllarda, çok özlenmiş olan destan şiirini yaratması, Mustafa Kemal'i eylemi içinde şiirleştirmesi oldu. Ozan, bir toplumu ulus yapan bütün acıların yasıyla zaferlerin sevincini şiirlerinde işledi.
8
Dağlarca'nın bir başka özelliği de şiirlerinde çocukları en çok barındıran ozan olmasıdır. Dağlarca'nın, “Çocuklarda” dizisi kapsamında yayımlanan 20'nin üzerinde kitabı bulunuyor. Dizinin ilk kitabı Açıl Susam Açıl 1967'de yayımlandı ve yazar o günden sonra çocuk kitapları yazmaya hep devam etti.
9
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının en verimli şairlerinden biri olan Dağlarca'nın bir özelliği de bütün edebi yaşamını sadece şiire adamasıdır. Kendisini anlatmak için başka hiçbir türü denememiş, şiir dışında bir yol düşünmemiştir. Dağlarca'nın şiirleri bugüne dek pek çok dile çevrildi, birçok ödül kazandı.
10
2007'de Yapı Kredi Yayınları tarafından Dağlarca'nın toplu eserlerini yayımlama çalışmaları başlatıldı. 2007-08'de daha önceden kitaplaşmamış şiirlerini içeren Orada Karanlık Olurum, Arkası Siz, Genç ve İçeri Sait Faik yayımlandı, Dağlarca'nın seçme şiirlerini içeren Dört Kanatlı Kuş'un yeni basımı yapıldı, ayrıca “Dağlarca Çocuklarda” dizisinde Ozanın çocuklar için yazdığı kitapların 16'sı yayımlandı.
11
Dağlarca'nın yapıtlarından bazıları şunlardır: Havaya Çizilen Dünya, 1935; Çocuk ve Allah, 1940; Daha, 1943; Çakırın Destanı, 1945; Taş Devri, 1945; Üç Şehitler Destanı, 1949; Toprak Ana, 1950; Sivas'lı Karınca, 1951; İstanbul Fetih Destanı, 1953; Anıtkabir, 1953; Asu, 1955; Delice Böcek, 1957; Batı Acısı, 1958; Mevlana'da Olmak: Gezi, 1958; Özgürlük Alanı, 1960; Hoo'lar, 1960; Cezayir Türküsü, 1961; Çanakkale Destanı, 1965; Vietnam Savaşımız, 1966; Haydi, 1968;
12
Çanakkale Destanı, 1965; Vietnam Savaşımız, 1966; Haydi, 1968; 19 Mayıs Destanı, 1969; Hiroşima, 1970; Malazgirt Ululaması: 26 Ağustos 1071-1971, 1971; Bağımsızlık Savaşı, 1973; Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1973; Horoz, 1977; Çukurova Koçaklaması, 1979; Nötron Bombası, 1981; Yunus Emre'de Olmak, 1981; Çıplak, 1981; Dildeki Bilgisayar, 1992; O'1923/Tapınağa Asılmış Gövdeler, 1998;
13
Seviştilerken, 1999; İmin Yürüyüşü/Biçimlerle Soyunmak, 1999; Ötekinde Olmak (Oralarda/İkisi) 2000; Dün Geceki/En Sevmek (Şeyh Galib'e Çiçekler), 2000; İçimdeki Şiir Hayvanı, 2007.
14
Büyük şairin vasiyeti: Evimi müze yapın Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, bu yılın ilk aylarında yaptığı bir röportajda ölümünden sonra Kadıköy'de yaşadığı evin müze haline getirilmesini vasiyet etmişti. Evini Kadıköy Belediyesi'ne bağışlayan Dağlarca, Mühürdar Caddesi'ndeki evinde kendisini ziyaret eden Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'e, evinin müzeye dönüştürülmesi için vasiyette bulunmuştu
Diğer Galeriler
Instagram Yıldızı Kadın Polis Paylaşımlarıyla Yürek Hoplatıyor!
136 Kiloluk Kızının Son Halini Gören Anne Gözyaşlarına Boğuldu
6 Çocuğun Uzun Saçlarıyla Dalga Geçtiler, Gerçeği Öğrenince Utançtan Yerin Dibine Girdiler
Araba Tamircisine Gitmeden Kaporta Göçükleri Nasıl Düzeltilir?
Bu Fotoğrafın Çekildiği Yeri Öğrenen Şaşıp Kalıyor! Yıllar Öncesinden İstanbul Fotoğrafları
42 Yaşında, 2 Çocuk Annesi ama Genç Kızlara Taş Çıkartıyor!
Son Dakika
Manşetler
Seçim
Magazin
Spor
Dünya
Gazeteler
Ekonomi
Fotogaleri
TV
Döviz Kuru
Hava Durumu
Namaz Vakitleri